Yapay Zeka Korkutuyor

TAKİP ET

Yapay zekânın insanoğlunun sonu olabileceği korkusu giderek yayılıyor. Kontrol edilmesi güç boyutlara ulaşan yapay zekânın insan nesli için "en büyük tehdit" olduğu, önümüzdeki yüzyıl içinde yapay zekâ yönetiminde bir kıyamet yaşayabileceğimiz kaydediliyor.

Yapay zekânın insanoğlunun sonu olabileceği korkusu giderek yayılıyor. Kontrol edilmesi güç boyutlara ulaşan yapay zekânın insan nesli için "en büyük tehdit" olduğu, önümüzdeki yüzyıl içinde yapay zekâ yönetiminde bir kıyamet yaşayabileceğimiz kaydediliyor. Hawking’in korkusu 2018’in mart ayında yaşamını yitiren Stephen Hawking, dünyanın en büyük fizikçilerinden biri olarak kabul ediliyor. Kendini bilime adamış ve tekerlekli sandalyeye mahkum olan düşünür Hawking hiçbir ticari kuruluşa bağlı olmadığı için görüşlerini tam bir tarafsızlık içinde açıklıyor ve bir söyleşisinde şunları söylüyordu: “Yapay zekanın ilkel türlerinin son derece yararlı olduğunu çoktan gördük. Ancak tam kapsamlı bir yapay zekanın geliştirilmesi insanlığın sonu olabilir. İnsanlar yapay zekayı geliştirdikten sonra, bu tür bir zeka kendi yolunu çizerek kendini yeniden tasarlayabilir ve sürekli artan bir hızda gelişebilir.” Robotlar uzun zamandır hayatımızda Yapay zeka korkusu yükseliyor ama aslında hepimiz yapay zeka ürünlerini onlarca yıldır kullanıyoruz. Bugün yediden yetmişe hepimizin elindeki telefonlar yapay zekanın ürettiği programları kullanıyor. İşimizde bilgisayar başındayken evimizdeki fırında yemek pişirebiliyoruz. Kullandığımız bilgisayarları, otomobilleri, ev aletlerini büyük oranda robotlar üretiyor ve bu ürünlerin tamamı yapay zeka programları kullanıyor. Korkunun temelinde ise bugün kullandığımız düşük düzeydeki yapay zeka ürünlerinin yerini yakın gelecekte daha yüksek düzeyde ve düşünebilen yapay zekalı robotlara bırakacak olması var. “Bugün dünyayı ele geçirecek kadar akıllı değiller ama yarın ele geçirecekler” diye düşünüyordu Stephen Hawking. Yapay zeka geliştiren şirketler ise teknolojik devrimlerin insanları tarih boyunca korkuttuğunu, yapay zeka korkusunun da abartılı olduğunu savunuyor. Hatta biraz daha ileri giderek bu konuda yapılan haberlerden dolayı medyayı, çekilen korku dolu filmlerden dolayı da sinema dünyasını suçlayıcı açıklamalar yapıyorlar. Tehlikenin farkındalar ama süper yapay zekayı şekillendirip kontrol ederek kötü niyetli yazılımları önleyebileceklerine inanıyorlar. Karşı görüş ise net ve daha güçlü bir ses çıkarıyor: “İnsanlığın geleceği, kazanç uğruna tehlikeye atılamaz.” Esas tehlike insanoğlu mu? Süper yapay zekalı ve duygu yüklü bir bilgisayar, günümüzün otoriter yönetimlerine özenip sadece insanlığın iyiliği(!) için bir dizi önlemler almaya kalkarsa diye düşünenler olmakla birlikte, bu süper zekayı yöneten bir üst akıl modelinin varlığını atlamayanlar da var. Gelecek için en tehlikeli varlığın insanoğlu olduğu, iklim değişikliği ile ilgili bir türlü alınamayan ve önerilse bile uygulanamayan önlemler yanı sıra sürekli olarak yapay zekadan faydalanılarak üretilen ölüm makineleri bu düşüncenin en önemli kanıtları. Dağların yüksek tepelerine ağaç tohumları saçan drone’lar yerine insanların üzerine bomba yağdıran drone’ların üretimi… İnsansız tanklar, insansız savaş gemileri ile birlikte savaşçı ölüm robotları tasarımları neredeyse bütün devletlerin gizli gündemleri arasında… İnsanoğlu sanki öldürmekten zevk alır pozisyonunda ama bunları sadece kendini savunmak için yaptığını ileri sürüyor. Yapay zekayı korkutucu bulmayanların en çok insanoğlundan korktukları da bir başka güldüren gerçek. Bir yanda birbirini yok etmeye çalışan insanlar, öte yanda yapay zeka gelir de bir gün bizi yok etmeye kalkarsa diye korkan insanlar… Haydi hep birlikte gülelim ağlanacak halimize… Daha çok robot, daha ucuz işçilik… Kriz üstüne kriz yaşayan, zor durumda kalan ve maliyetleri azaltmak isteyen şirketler çareyi robotlarda buluyor. Bugün ucuz iş gücü peşinde olan kapitalizmin prensleri, bedava iş gücü, robotların peşine düşmüş durumda. Maliyeti düşürüp karı artırma hedefinde olanlar, işsizlerin isyanını nasıl öngöremiyor akıl alır gibi değil. Kâr hırsı ve daha çok satış imkanı nedeniyle robotların üretimi de giderek ucuzluyor. Gelişen teknoloji maliyeti düşük malzeme kullanımını sağladığı gibi 3D baskı makineleri devreye giriyor. Her gün daha çok robot üretiyor ve işsizler ordusunun büyümesine neden oluyoruz. Teknolojik ilerlemeler her devirde insanların işlerini kaybetmelerine yol açmıştır ancak toplum düzeninin bozulmasını hiç kimse istemez. Meselenin bir başka yönü robotların oy kullanamaması… Belki bir gün fazla ileri demokrasilerde oy hakkını da alırlar ama şimdilik sadece oy saymada faydalı olabilirler. Mutsuz işsizlerin oyları önemliyse hükümetler robotların yarattığı işsizlik sorununu çözmek için adım atmalılar, öyle değil mi? Robotlar insanların yerini alıyor. Öyle ki bilgisayarlar yakında sadece işçilerin değil, çevirmenlerin ve banka memurlarının da yerini alacak. Güler yüzlü interaktif hologramlar da tezgahtarların yerini alabilir. Bugün bile internette mağazaların içinde dolaşabiliyor hatta ölçülerinizi verdiğinizde giysi denemeleri bile yapabiliyorsunuz. Para transferi gibi birçok bankacılık işlemi sadece bilgisayarlar arasında yapılıyor. Hastanelerde makineler anestezi uzmanına gerek kalmadan hastaları uyutuyor. Yapay zekanın en çok tıp alanında hem teşhis hem de tedavide önemli rol alacağı da konuşuluyor. Yani doktorlar da işsiz kalma tehlikesi altında diyebiliriz. Bu örnekleri çoğaltmak, her sektöre yaymak mümkün… Peki, bu kadar insan işsiz kalır, gelirleri kaybolursa üretilen malları kim satın alacak? Dolayısıyla dünya ekonomisi yeni krizlere yelken açmadan insanlara gelir sağlayacakları bir imkanı oluşturmak zorunda… Robotlar dünyayı çoktan ele geçirdi Robotlar dünyayı ele geçirir mi sorusu da anlamını giderek yitiriyor, çünkü robotlar dört yanımızda... Şimdi robotlarla barış içinde yaşamak ve çevre kirliliği ile işsizliği önlemek için neler yapabileceğimize bakmak gerekiyor. Bugün teknoloji insanların zengin ve mutlu olması, iyi eğitim görmesi ve bilgeliğe erişmesi için değil, üretim maliyetlerini düşürerek rekabet gücünü arttırmak için kullanılıyor. Para kazanma hırsı insan olmanın önüne geçmiş bulunuyor. Oysa ki teknolojiyi toplumsal sorunları çözmek için kullanılmalı; çölde yetişen buğday, sığır hücrelerinden klonlanan ve biyo-printerda basılan sağlıklı sentetik et, yeni su arıtma teknolojileri, temiz güneş enerjisinin yaygınlaşması, kanser ve Alzheimer tedavisi… Bütün bunlar teknolojiyi insan yararına kullanırsak yapabileceğimiz şeylerden sadece bazıları. Ancak asıl soru başka: Bunu başarmak için teknoloji trenini gelişmekte olan ülkeler de yakalayabilecek mi?

 

Yapay Zeka Robot Çağı