Toprağa ekilen her tahıl ve meyve tohumunun yetişip gelişmesi, kaliteli ürün ve meyve almanın şartları için nasıl ki, toprağın kalitesi, zamanında sulamak, gübre vermek, mevsimine göre bakım yapmak önemliyse, neslimizin devamı için sahip olduğumuz veya olmayı düşündüğümüz evlatlarımızı, dünya hayatına hazırlarken, öncelikle aile olarak kendimizi (verimli toprak misali) bilim ve ilimle donatmalıyız ki “vatanı emanet” edeceğimiz genç nesiller; ilim irfan sahibi kişiler olarak, toprağın bahşettiği sağlıklı tahıl ve meyveler gibi vatan ve millet hizmetinde istikbaldeki nesillere örnek olabilsinler.
Çevremizi dikkatle gözlemlediğinizde gördüğünüz gibi ve bilhassa bu hassas dönemde ekonomik ve ruhsal olarak olumsuz etkilenen ebeveynler, normal davranışların dışına sürüklenerek evlatlarına kaliteli zaman ayır(a)mıyor, sağlıklı iletişim kuramıyor.
Dahası; ebeveynlerin evlatlarını Televizyon programlarında, gazetelerde, içimizdeki bazı insanların (Çürük meyvelerin sepetin içindeki sağlamları çürüttüğü ve kötü kokular yaydığı gibi) şahsi ikballeri için insan fıtratına yakışmayan sözleri ve davranışları sebebiyle ortaya çıkan toplumdaki şiddet, çarpık ilişkiler, iftiraların etkilerinden koruyamadıkları için çok küçük yaşlarda karanlık dehlizlere giriyorlar.
İşin daha vahim olan tarafı çok hızlı gelişen iletişim araçları, ebeveynlerin evlatlarının kimlerle!!! ne zaman, hangi konuları görüştüklerini bilme ve kontrol etme imkânını ortadan kaldırıyor…
Neden evlatlarımızın geleceklerini sağlam temeller üzerine inşa etmelerine yardımcı olamıyor! ülkemizi muhasır medeniyetlerin üzerine çıkarmada zorlanıyoruz diye biraz kafa yoracak olursak; ebeveynler olarak geçmişimizi iyi tanımadığımızı, olayların ortaya çıkış ve gelişmeleri konusunda da yeterli bilgimizin olmadığını, bu eksikliği gidermek için de çaba göstermediğimizi görürüz!!!
Konuya daha açıklık getirmek adına; hepimiz için çok büyük özelliği olan 23 Nisan tarihinden söz edeceğim.
23 Nisan ne anlam ifade ediyor desem; Mustafa Kemal`in 21 Nisan'daki genelgesiyle daha önceden belirlenen 337 Millet Vekilinden sadece 115’inin katılımıyla, 23 Nisan 1920`de Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılması anısına *** Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı *** olarak kutladığımız gündür deriz.
İşin aslını irdelersek görürüz ki 23 Nisan’ın bu günkü şeklini almasına ayrı ayrı bayram günleri ve demokrasiye verilen ara vesile olmuştur.
- 1921 tarihinde çıkarılan kanunla 23 Nisan ilk Milli Bayram olarak kabul gördü
- 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılması ile Hakimiyet-i Milliye Bayramı (Ulusal Egemenlik Bayramı) olarak kutlandı
- 23 Nisan 1927'de Himaye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu) 23 Nisan’ı Çocuk Bayramı olarak duyurdu ve ilk olarak da Gazi Mustafa Kemal himayesinde kutlandı.
- 1929 senesinden sonra 23/30 Nisan çocuk haftası olarak 1981 yılına kadar kutlandı
1980 darbecilerinin konseyi, 1981’de bayramlar ve tatillerle ilgili kanunda yaptığı değişiklikle, 23 Nisan "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” adını verdi. (Bozuk saat de günde iki sefer doğru gösterir)
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlarken sevgimizi aktardığımız çocuklarımıza; zamanlarını değmeyecek insanlar ve işler için harcamamayı!!!, atalarımızdan aldığımız emanetleri bilim ve ilim ışığında sonsuza dek yaşatmaları için gelecek nesillere aktarmalarını, bu işleri yaparken, insan olmanın bilincinde, kendilerinden emin, kültürlerine yabancılaşmadan, “Türk” olmanın verdiği gururla, tevazu içinde ülke insanı ve insanlık için çalışmalarını öğretelim ki, mutlu ve huzurlu ebeveynler olabilelim.
Geçmişimizi hayırla ve rahmetle anıyorum. Genç nesillerle sonsuza dek nice 23 Nisan’lara