Hayatın her döneminde karşılaştığımız olaylar ve bunlarla ilgili konuşmaların bir kısmında düşüncelerimizi aktarırken gerçeği içermeyen cümleler kullanırız ki, buna da her dilde Yalan denir.
İnsanlar niçin yalan söyleme ihtiyacını hisseder diye düşündüğümüzde; çıkar için, hastalık derecesinde alışkanlık, sevimli, nazik olma ve karşı tarafı üzmeme çabası (biraz paradoksal olsa da) vb. güdülerin sebebiyet verdiğini müşahede ederiz.
Çıkar için yalan söyleyenler zümresinde olan kişiler, kendileri için doğru buldukları konu ve işlerde diğer insanların duygularını ve emeklerini hiç tereddüt etmeden, vicdan azabı duymadan sömüren (* Benim yaptıklarım ve bunlarla ilgili söylediğim her şey hilafsız doğrudur *) yalanlarına devam eden insanlardır (Bunlar toplumun her kesiminde (Siyaset, Din, İş) bulunur, üstelik kandırdıkları toplum tarafından saygı bile görürler). Zira bu tip insanlar diğerlerini “Bilgisizler Güruhu” olarak görür.
İnsan hastalık derecesinde yalana; toplum içinde dikkat çekmek, odak noktası haline gelebilmek, değerli olduğunu hissettirmek amacı ile başlar ve bir süre sonra, kontrolünü kaybeder, söylediği yalanlara kendisi de inanmaya başlar ve tedaviye muhtaç bir ruh hastası olur. Öte yandan bu kişiler yalanları toplum içinde yüzlerine vurulduğu vakit, ben yalan söylemiyorum diyerek agresifleşip etrafındakilere karşı kırıcı olabilir.
Sevimli ve nazik olan insanların (hepimiz tarafından pembe yalan diye adlandırılan) yalan söylemeleri; karşısındaki insanı üzmemek gönlünü almak, kısa süreli de olsa mutlu etmek, aile içinde huzursuzluğu önlemek karı koca arasındaki güveni sarsmamak için (örneğin yemeğini beğenmediğiniz akrabanızın gönlü kırılmasın diye çok iyi olmuş demek, aile fertlerinden birinin, aile bütünlüğüne zarar verecek bir olay sonrasında, olayla ilgisi olmadığını söylemesi!!!) söylenen gerçek dışı sözler ve davranışlar olsa da, buna sıkça başvurmamak ve alışkanlık haline getirmemek gerektiğini aklımızdan çıkarmamalıyız, zira yalanın arkasından kalan kocaman bir hiç olur.
Peki ideal olan nedir dersek; insan kaybedeceğini bildiği maddi manevi bedellere rağmen gerçeğe sadık kalmalı, yalana vesile olacak işlerden ve söylemlerden uzak durmalı. Unutmayalım yalancı, itibarsızlaşır, nefret uyandırır, kişiliksiz olur.
Siz siz olun; yalana ortak olmamak için her duyduğunuza, her gördüğünüze araştırmadan inanmayın
Sevgi ve saygının olduğu yerde yalan barınamaz, gönlümüzden sevgiyi, aklımızdan saygıyı eksik etmeyelim.
Yalanla ilgili birkaç güzel sözü hatırlayalım:
Kendine güvenmeyen ve inanmayan her zaman yalan söyler.
Bana yalan söylemiş olman değil, artık sana inanmamama üzülüyorum.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
***En büyük yalan; ben hayatımda hiç yalan söylemedim demektir. ***