Her Mayıs ayında Karşıyaka Belediyesi “En Güzel Balkon ve Bahçeler” yarışması düzenliyor. Karşıyaka’nın en renkli, en yaratıcı balkonu ile bahçelerinin belirlendiği yarışmaya çok sayıda Karşıyakalı katılıyor. Ne güzeldi, ne keyifliydi, umarım devamı gelir. İzmir’de hava yılın neredeyse üç yüz günü güneşli ve sıcak, o nedenle insanlar sokakta, bahçede ve balkonda yaşıyor, özellikle yazın geç saatlere kadar evin içine girmek istemiyor.
Çok uzaklara değil, 80'li yıllara dönüp bir bakalım. İzmirli o yıllarda balkonları seviyor. Genellikle bahçeli evlerde doğup büyüyen, çiçeklerle ve ağaçlarla iç içe bir yaşam geçirmiş olan İzmirli bu keyifli yaşamı balkonlarına da taşıyor. Gülden yasemine, hanımelinden, sellukaya kadar envai çeşit çiçek yetiştiren İzmirliler adeta birbirleriyle yarışıyor. "Senin balkonun güzel", "Benim penceremin önü güzel" çekişmeleri yapılıyor. Kimin balkonu daha güzel ise keyif onda, değmeyin keyfine. Hatta o güzelliklere yerel yöneticiler de ortak oluyor. "En güzel balkon yarışması" düzenleniyor.
İzmir'in pek çok semtinde yüzlerce insan bu yarışmalara katılıyor, en güzel balkonun kendilerine ait olduğunu ispatlamak için uğraş veriyor. Balkonlarına yeni çiçekler dikiyor, sarmaşıklar, begonviller birinci kattan başlayıp apartmanların çatılarına kadar ulaşıyor. Birbirinden güzel çiçekler çevreye mis gibi kokular yayıyor. Sıcak yaz günlerinde balkonlar kurtarıcı oluyor, çayını demleyen kendini balkona atıyor.
Önce balkonun zemini sulanıyor ve sıcaktan kurtuluşun ilk adımı atılıyor, gün boyu ısınan zemine dökülen sudan yayılan nem kokusu yerini tatlı bir serinliğe bırakıyor, ardından çiçekler sulanıyor ve ortalığa bir anda mis gibi toprak kokuları yayılıyor. Güneşin batışıyla birlikte çay keyfinin yanında balkon sohbetleri başlıyor. Komşu balkonla laflamalar, atışmalar, karşılıklı börek, çörek alışverişi. Sabah iş varmış kimin umurunda, saatler gece yarısını çoktan geçiyor, sohbetin tadına, balkonun keyfine doyum olmuyor.
Beklenen gün geliyor, yarışma sonuçları açıklanacak. Dönemin belediye başkanları, basın çalışanları ve katılımcılar heyecan içinde bekleşiyor yarışmanın açıklanacağı salonda. Belediye Başkanı, balkonların öneminden, komşuluk ilişkilerinden, yeşil sevgisinden söz ediyor. Sıra yarışma sonuçlarını açıklamaya geliyor. Alkış kıyamet, kazandığına sevinenler, hakkının yendiğine üzülenler, başarıyı tebrik edenler, küsüp gidenler, Başkana," Bir daha sana oy vermeyeceğim" diyenler.
1980'li yıllarda bahçeli evlerden gelip apartman hayatına bir türlü alışamayan İzmirliler, balkonlarında işi o kadar ileri götürdüler ki, limon, elma, mandalina ve armut gibi meyve fidanları bile yetiştirmeye kalktılar, meyve alanlar bile oldu. Ne zaman ki, meşhur milenyumlu yıllara gelindi, eski İzmirliler birer birer aramızdan ayrılınca, alışkanlıklar ve beğeniler de değişmeye başladı.
Bağda bahçede büyümemiş, sokakta yalınayak başıkabak koşturmamış, çember çevirmemiş, çelik çomak oynamamış, saklambaç nedir bilmez, birdirbir, körebe isimlerini duyduğunda yeni başlayan dizi isimleri sanan eski İzmirlinin çocukları ve onların torunlarını yeni bir moda sardı. Üç odalı, bir salonlu, beş odalı iki salonlu, üç tuvaletli evlere sığmaz oldular. Çözümü de balkonları kapatmakta buldular.
Parası olanlar, modern ısı geçirmez katlamalı camlarla, garibanlar demir doğramayla veya plastikle güzelim balkonlarını kapatarak, akıllarınca yeni kullanım alanları kazandılar. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, yerel yönetimler ile boğuşmaya başladılar. Yıllar önce balkonlara ödül veren belediyeler, artık ceza yağdırmaya başlamışlardı. Çünkü balkonlar projede açık alanlardı. Uygulamada proje dışına çıkılıp balkonlar ortadan kalkınca suç işlediler, mahkemelik oldular.
Bugün İzmir'de, abartı değil, yüz binlerce apartman sakini balkon kapatma yüzünden belediye ile mahkemelik. Ve hepsi de cezalandırılıyorlar ve çatır çatır para ödüyorlar. Ama umurlarında mı? Anne ve babalarından miras kalan güzelim balkonlar cam içinde, bir masa, iki yakışıklı ahşap sandalye ve masanın üzerinde Kıbrıs işi naylondan yapma çiçekler! Bugün belki de balkonlarını kapatmayan, bin bir renkli çiçekleri büyütmeye devam eden, yaşı yüze dayanmış, yeşili, çiçeği seven apartman sakinleri var. Onlara minnettarım.
Beş on yıl sonra balkon falan kalmayacak. Zaten yeni yapılan binalarda balkonlar içeri alınarak projelendiriliyor, apartmanların yapıldığı bahçeler birer birer yok oluyor. Bundan böyle kent yaşamında balkon olmayacak. O mis kokulu balkonlar maziye karıştı artık. Tek tük kalanlar da yüzümüzü güldürmeye devam ediyor. Ben bu güzel geleneği sürdüren, özendiren, hatta insanları teşvik eden yarışmayı düzenlemeye devam eden Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay’ı kutluyorum, diğer belediye başkanlarının da onu örnek almasını gönülden diliyorum.