*- Ön tekerler nereye, arka tekerler de oraya!
Kedi mi, köpek mi tam anımsayamıyorum, yavrusunu ezen sürücüye ceza yazılmış!
Bana göre günün haberi bu…
Artık insanlar tüm canlılara sevgi göstermek zorundadır.
Bu bilinmeli!
Ama bu ne ki?
Baksanıza bir maganda hastanede kendisine vurulan iğnenin canını acıttığı için sağlıkçıları dövmüş…
Olacak iş mi?
Oluyor işte!
Adam önce ‘Canımı nasıl acıtırsınız?’ diye tartışmış, bakmış haksız çıkacak bunu gururuna yedirememiş ve gidip kendisin gibi silahlı bir arkadaşını alarak hastaneyi basmış…
Binadan bahçeye çıkardığı sağlık çalışanını ayaklarının altına alıp öldüresiye denilecek şekilde dövmeye başlamış..
Bağırış çağırışlara yetişenleri de silah ile tehdit ederek kaçmışlar…
Düşünebiliyor musunuz?
Sinek ısırığı kadar bir acıya dayanamayan biri, kendine göre hatalı gördüğü bir eğitim almış kişiyi neredeyse kemiklerini kıracak kadar şiddetle altına alarak dövebiliyor…
Hem de silah, yani ölüm tehlikesi altında…
Eminim ki, bu kişiler bir tokat karşısında bile ellerini hemen kaldırıp ‘teslimim’ diyerek ağlayacaklardır.
Aslında burada ne demek istediğimi en iyi şekilde sıradan insanlar bile anlamışlardır.
Mutlaka ve mutlaka bu iki kişinin silahtan çok arkalarında akıllarınca güvendikleri birileri vardır.
Silik kaldıkları için kendilerini bir şekilde böyle göstermeye çalışıyorlar.
Arkalarında olanı ben söyleyeyim:
Bir politikacı ya da bir parti ya da dernek…
Araştırılsın bu ortaya çıkacaktır…
Önceleri böyleleri için ‘Güvendiğin dağlara kar yağdı!’ denilirdi…
Şimdi bu sözcüğü unuttuk…
*- Umarım doğrusu olur
Biraz da güzelliklerden söz edelim..
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kentin simgelerinden Kültürpark’ı doğal dokusunu geliştirerek korumak ve kent belleğindeki misyonu doğrultusunda geleceğe taşımak hedefiyle hazırladığı Koruma Amaçlı İmar Planı, Büyükşehir Belediye Meclisi’nin onayına sunuldu.
Parkın yeşil alanlarının daha da büyütülmesini hedefleyen plan kapsamında aynı zamanda Kültürpark’ın Ekosistem Koruma Planı da hazırlandı.
Başkan Tunç Soyer, “Ortak akılla Kültürpark’ın ‘Anayasası’nı hazırladık. Belediye Meclisimiz ve ilgili kurullar onayladığında İzmir’in gözbebeği artık kişisel ve dönemsel kararlardan etkilenmeyecek” dedi.
Bekleyip göreceğiz…
Çünkü Kültürpark yeni değil yıllardır bir şekilde gündeme geliyor…
Birileri şöyle yapalım, diyor başkaları şöyle…
Bunların üzerine bir platform bile oluşturuldu…
Sık sık da yönetim ile halk arasında anlaşmazlıklar oluştu..
Belki de böylece bu durum ortak akılla ortadan kalkar…
Ama hazırlayanlar kimler?
Bakın bir anımı anlatayım:
*- Kaç kişinin canını yaktı
Adının başında ‘profesör’ sıfatı olan bir ziraatçı yönetimini yaptığım bir derginin yazarları içinde idi…
Arada arar ve hatırımı sorar bu arada yazısını gündeme getirirdi…
Yanı yayınlanmasını isterdi…
Bir gün yine geldi…
Laf lafı açtı..
Yanımda da Buğra Tokmakoğlu adında çok çalışkan ve atılgan genç gazeteci meslektaşım vardı.
Ne dese beğenirsiniz?
‘Ben aynı zamanda mahkemelerde bilirkişiyim!
Çok sayıda kararın alınmasında imzam var…
Her zaman devletten yana çıktım!
Hiçbir zaman devlet ile anlaşmazlıklarda köylüden, çiftçiden yana çıkmadım…’
Tabii bu anlattığım olayın özetinin, özeti…
Buğra ile birbirimize baktık…
Sonuçta bir daha hiçbir yazısını kullanmadık…
Çünkü o çiftçi, o köylü olmasa devlet olamazdı…
Açıkça haklıyı haksız yapıyordu bu bilirkişi…
Şimdi bunun örneklerini medyada görmüyor muyuz?
Özellikle atanmış partili rektörlere bir bakın?
*- Hatırladım…
İki yıl kadar önce ilk kez ben dillendirmiştim, Ege Üniversitesi Dişçilik fakültesindeki cinsel tacizci profesörü…
Nedense ilgilenen olmadı!
Şimdi mağdur olduğunu belirten bir kadın diş hekimi savcılığa suç duyurusunda bulunmuş…
Bakılım soruşturma sonra da kovuşturma açılacak mı?
Yoksa ‘Zamanı geçti’ mi denilecek?
Haberi bana sıradan orada çalışan biri anlatmıştı…
Başkalarına üst yönetimlere de duyurmuşlar ama herkes görmezden, duymazdan gelmişti…
İddia böyle idi…
Hâlbuki partili rektör bir inceleme yapıp gerekeni yapar ve sonucu açıklayabilirdi…
Yani bize ‘görmedim, duymadım, bilmiyorum’ diyen yöneticiler değil, gerçekleri ve yaşananları iyi takip eden hiçbir olayı Sümen altı yapmayan, ‘kimsesizin kimsesi’ olanlar lazım…
Bakın biz nelerle uğraşıyoruz!
Yani seçtiklerimiz…
*- Allah… Allah…
İki gündür Karşıyaka Belediyesine bağlı bir şirketin, düğün bahçesi ve restoran olarak kullanılan bir işletmesinin girişinde , ‘sadece o tesise ait bir tabela çalışması üzerindeki bir figürün’ bir siyasi parti logosuna benzerliği iddiası üzerine kamu oyu bununla meşgul ediliyor.
Tabii ki görevliler de…
Bence de, Karşıyaka Belediyesi üzerine atfedilmeye çalışılan seviyesiz ve karalama amaçlı kampanyanın organize bir şekilde yürütüldüğünü ve kamuoyunda yapay bir gündem yaratılmaya çalışıldığını ibretle izliyorum.
Artık kim olursa olsun, İftira ve çarpıtma ile bir yere varılmayacağını herkes bilmelidir.
Şimdi karşılaşmadığım, tanımadığım, ama binlerce Karşıyakalı’nın oyunu olarak başkan seçilen Opt. Dr. Cemil Tugay’a vereyim:
*- En basitinden…
‘Belediyemiz yönetimine çamur atmaya ve yandaş medyada, sosyal medyada karalama kampanyası yürütmeye çalışanların Karşıyaka’yı, Karşıyaka Belediyesi yönetimini tanımadığı çok net olarak anlaşılıyor. Karşıyaka Belediyesi Cumhuriyet Halk Partili bir belediye başkanı tarafınca yönetilmektedir.
Gerek Belediye başkanımız, gerekse belediyede sorumluluk üstlenen tüm yöneticilerimiz tam bağımsız, bölünemez Türkiye Cumhuriyeti idealine, Atatürk ilkelerine yürekten bağlı, halkçı ve yurtsever tavrından asla ödün vermeyen insanlardır.
Dolayısıyla Karşıyaka Belediyesi ve yönetimine atılmaya çalışılan çamur bize yapışmaz.
Bu gafil ve müfteri kampanya hiç bir şekilde amacına ulaşmaz. Belediyemize çamur atmaya, yandaş medyalarının yanlı yayınları ile temiz vatansever insanları lekelemeye çalışanların yapay ve iftiraya dayalı kampanyalar üretmeye harcadıkları zamanı ve enerjiyi ülkemizin gerçek sorunlarını çözmeye harcamalarını dileriz.
Dönüp ülkemizde yarattıkları milyonlarca genç işsize, yarattıkları sosyal adaletsizliğe ve yoksulluğa baksınlar.
Borç batağına soktukları, açlığa mahkum ettikleri insanları görsünler.
Bu ülkenin geleceği sizin uydurma tabela tartışmalarınızla kurtulmaz.
Bu açıdan toplumumuzu ve kamuoyunu bu iftira ve karalama kampanyalarına karşı bilinçle tavır koymaya ve gündeme yerleştirilmeye çalışılan uyduruk iddialar yerine gerçek sorunlarımıza odaklanmaya davet ediyoruz. ‘