‘Tıbbiyeli Hikmet!’ olarak bilinen Tabip Yarbay Hikmet Boran'ın anısına sanatçı Pınar Doğan tarafından yapılan ve İzmir Ticaret Odası binası önüne konulan heykelin açılış töreni yapıldı. İstanbul’un işgaline karşı 14 Mart 1919’da başlatılan ‘Tıbbiyeli Hareketi’nin önderi olarak bilinen Tabip Yarbay Hikmet Boran’ın bugün bize bıraktığı miras, bir ilham kaynağı.
Torunlarımızın, çocuklarımızın geleceğine dair umutlarımızı büyüten bir sembol. Açılış: İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı, Hikmet Boran'ın torunu Doç. Dr. Burak Boran ile eşi Perran Boran'ın yanı sıra hekimler ve yurttaşların katılımıyla yapıldı. Madem bugün (04 Eylül Cumartesi) ‘Tıbbiyeli Hikmet’ anısına bir heykele kavuştuk, o zaman biraz da günümüzün sağlık hizmetlerinden ve beklentilerden söz edelim: Yıllar önce izlediğim bir konferansta konuşmacı ‘Birkaç dakika değil, birkaç saniye gözlerinizi kapatmanızı rica ediyorum!’ diyerek konuşmasına başlamıştı. Konu görme bozuklukları idi…
Yani karşımızda bir göz hekimi vardı… Sonra da salondakilere, görmenin ve gözlerin önemini anlattı. Yıllardır ve saatlerce bilgisayarın başında olduğum için herhalde ben de gözlerini kaybetmekte tehlikesi içinde olanlardanım… Pazartesi günü yine bir kontrolden geçeceğim…
Yakınlarımdan da göz ameliyatı olanların sayısı az değil… Gökçe Çakır isimli okuyucumuzdan gelen ‘SGK, ilacı tekrar karşılamazsa binlerce sarı nokta hastası kör olacak!’ deyince aklımdan bunlar ve fazlası geçti. Yani; ‘Sarı nokta!’ hastalığına sahip kişiler, aylık 2600 TL maliyetli iğneyi olmazsa, kör olma tehlikesiyle karşı karşıya. Daha önce SGK kapsamında olan bu iğne, daha sonra kapsamdan çıkarıldı. ‘Peki ya ödeyemeyenler ne olacak?’ Bu insanlar gün geçtikçe görme yetilerini kaybedip, kör kalacaklar.
Buna gerçekten vicdanlar el verecek mi? Ben de Gökçe Çakır’ın isteğini tekrarlayayım: ‘SGK, ilacı tekrar karşılasın; yoksa binlerce sarı nokta hastası kör olacak!’ ‘Sarı Nokta Hastalığı’, yaşlılarımızı gün geçtikçe kör ediyor! Genelde yaşlı insanlarda görülen bu hastalık için, yaşlılarımız artık her ay 2.600 Lira ödemek zorunda.
SON DERECE TEHLİKELİ Sarı Nokta Hastalığının (Makula Dejenerasyonu) yaş tipi son derece tehlikelidir. Gün geçtikçe görme yetinizi kaybedersiniz.
TEK ÇARESİ ise; Her Ay gözden olunan iğnedir. Bu iğne, görme kaybınızı durdurur. Emekli maaşıyla zor geçinen yaşlılarımız her ay kör olmamak için 2.600 lira nasıl ödeyecek? Devletimizin, yeterli gücü olduğu halde bu insanları bir anda, SGK listesinden çıkardı ve kaderleriyle baş başa bıraktı. Bu zar zor geçinen insanlara yapılan yanlıştan el ele vererek dönebileceğimizi biliyorum. Yaşlılarımızın sesi olmak zorundayız. Onların hakları bize ve size emanet. Hadi el ele verelim!
TÜRKİYE’DE YOK
Çok önem verdiğimiz için devam ‘Sağlık’ konusuna devam ediyorum: Evden çıkmadan da kök hücre bağışı yapmanın mümkün olduğunu biliyor musunuz?
Dünyanın pek çok ülkesinde uygulanan ağız için sürüntü kiti yöntemi, Türkiye’de yok. Her bir kök hücre bağışı, lösemi, lenfoma gibi hastalıkları olan ‘çocuklara umut’ demek. Pandemi döneminde kök hücre bağışı oranı düştüğü için, Öykü Arin’e Umut Ol ekibi, bu ağız için sürüntü kitinin Türkiye’ye de gelmesini talep ediyor. Kök hücre bağışının artmasıyla çok sayıda hayat kurtulabilir. Kök hücre bağışı için ağız içi sürüntü kiti uygulamasına acilen geçilmeli.. Biliyorsunuzdur; Kök hücre nakli yöntemi Lösemi, Lenfoma, Talasemi gibi pek çok hastalığın tedavisinde çok büyük bir umut. 2018 Kasım ayından beri bizim de desteğiyle yürütülen kampanya ile yüz binlerce donör kazanılmasını sağladık.
Kök Hücre Bağışı ile ilgili toplumsal bir bilinç oluştu, bağışçı sayısı arttı, eşleşen ve iyileşen hasta sayısı çoğaldı. Yine de ülke olarak henüz olmamız gereken noktadan çok uzağız. Donör sayısının ülke nüfusuna oranla çok daha fazla olması gerekir. Özellikle pandemi koşullarında donör olma oranının düştüğünü de biliyoruz.
İKİ YÖNTEM VAR
Söylediğim gibi kök hücre bağışçısı bir donör olmanın ilk adımı olan numune vermek için dünyada uygulanan iki yöntem vardır. Ülkemizde kan yoluyla numune verme yöntemi uygulanmakta, Kızılay’a gidip 3 tüp kan vererek donör olmak mümkün. İkinci yöntem olan ağız içi sürüntü yönteminde ise eve gelen kit ile donör olunabiliyor. Dünyanın birçok ülkesinde her iki yöntem de uygulanıyor ve kök hücre bağışında bulunmak isteyen kişi numune vermek için, internet üzerinden Kök Hücre Merkezi’ne ulaşarak ’ağız içi sürüntü kiti’ talep ediyor. Posta yoluyla eve kadar gelen kitin içinde ucunda bir pamukçuk bulunan kulak çubuğuna benzeyen bir aparat ile yanağının içinden tükürük örneği alıyor ve sonra çubuğu plastik kabının içine koyarak yine posta yoluyla ilgili Kök Hücre Merkezi’ne gönderiyor. Bu yöntem ülkemizde de rahatlıkla uygulanabilir.
Ve şimdi binlerce kişi gibi biz de, Sağlık Bakanlığı’nın kök hücre bağışını kolaylaştırmasını ve eve gönderilen kit ile donör olmayı mümkün hale getirmesini talep ediyoruz. Bakalım birlikte ses getirip, yetkilileri harekete geçirebilecek miyiz? Şöyle diyoruz: Donör ol, umut ol ve asla vazgeçme, Çünkü; kök hücre bağışı hayat kurtarır!